Ticaret tarihi insanlık tarihi ile yaşıt olsa da ticaretin kurumsallaşmış organize piyasalarda kayıt altına alınarak yapılması 19. Yüzyılın başlarına dayanmaktadır. İşlemlerin kayıt altına alınması amacı ile başlayan borsacılık faaliyetleri tarafların yükümlülüklerinin borsa tarafından teminat altına alındığı spot piyasaların kuruluşu ile başlamış, yatırımcıları gelecek riskinden koruyan vadeli piyasaların ortaya çıkması ile devam etmiş ve son olarak türev ürünlerin piyasaya girişi, işlemlerin elektronik ortama taşınması ve borsaların entegrasyonu ile bugünkü çağdaş borsacılık seviyesine ulaşmıştır.
Ticaretin giderek kurumsallaştığı 21. Yüzyılda Ticaret Borsaları sağladığı fayda ve kolaylıklarla gelişmiş ekonomiler için ticaretin odağı haline gelmiştir. Kayıt dışı ticareti azaltmak, rekabetçi ve sağlıklı işleyen bir piyasanın temellerini atmak isteyen gelişimini sürdüren ülkeler Ticaret Borsacılığı anlayışını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak adına adımlar atmaktadır. ABD, AB, Japonya, Kore gibi ülkeler ise yerleşik borsacılık anlayışını küresel ticaretin geliştirilmesi ve entegrasyonu yönünde kullanarak uluslararası piyasalarda fiyat belirleyici rollerinin güçlendirilmesini hedeflemektedir.
Tarihi Japonya’daki Dojima Pirinç Borsası ve Hollanda’daki Antwerp Borsası`na kadar giden Ticaret Borsacılığının çağdaş anlamdaki ilk örneği Chicago’lu tahıl çiftçileri tarafından 1848 yılında kurulan Chicago Ticaret Kurulu’dur (CBOT). İlk olarak tarımsal ürünlerle ilgili başlatılan borsacılık faaliyetleri CBOT’dan önce Avrupa’nın birçok şehrinde Ticaret Odaları vasıtası ile gerçekleştirilse de CBOT, sözleşmeleri teminat altına alarak gerçek bir borsacılık anlayışı ile faaliyet göstermiştir. CBOT, 1851 yılında işleme koyduğu ilk forward sözleşme ile borsacılık alanında yeni bir dönem başlatmış ve piyasalara risk transferi imkânı getirmiştir. Böylelikle daha önce tezgâh üstü olarak yapılmakta olan vadeli sözleşmeler ilk defa kurumsal bir çatı altında, ticareti yapılan malın türünü, kalitesini, miktarını, teslim tarihini ve teslim yerini standardize eden sözleşmelerle gerçekleştirilmiştir. 20. Yüzyılın başında vadeli işlemler Avrupa ve ABD’de yasaklansa da Bretton Woods sisteminin sona erişiyle oluşan döviz ve faiz riski, vadeli işlemlerin tekrar ortaya çıkışına vesile olmuştur.
90’lı yıllara kadar spot işlemlerden farklı olarak riskten korunma fonksiyonu yanında, yatırımcılara arbitraj ve spekülasyon imkanı sunan vadeli işlemlerin faydaları ve neden olabileceği tehditler net bir şekilde anlaşılamamış ve düzenleyici bir otoriteden yoksun bırakılmıştır. Uzunca bir süre spot piyasalarla aynı düzenlemelere tabi olan vadeli işlemler, 90’lı yıllarda kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlayıp manipülatif amaçlar doğrultusunda kullanılmaları sonucu tarımsal ürünler başta olmak üzere çeşitli emtia piyasalarında krizlere yol açmıştır. Krizlerden çıkarılan sonuçlar neticesinde, başta ABD ve AB olmak üzere hükümetler vadeli işlemlerle ilgili yetkili otoriteler oluşturarak, özellikle şeffaflık, pozisyon ve işlem limitleri gibi konularda yatırımcıları koruyacak ek düzenlemeler getirmiştir. US/Dodd Frank Act, MIFID ve EMIR bu yönde atılan adımlardan bazılarıdır.
Türkiye’de ilk vadeli işlem sözleşmelerinin alım satımı, 2005 yılında Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası bünyesinde başlamış ve 2015 yılı itibari ile Borsa İstanbul bünyesinde 21 vadeli işlem sözleşmesi ve 13 opsiyon sözleşmesi ile devam etmektedir.
TİCARET BORSALARININ TANIMI
Ticaret Borsaları; kuruluşu, organizasyonu, yönetimi, görevleri, yetkileri, sorumlulukları, çalışma düzeni, denetimi ve tasfiyeleri hukuk kurallarıyla belirlenmiş kurumlardır. 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Odalar ve Borsalar Kanunu`nun 28. Maddesindeki tanıma göre; Ticaret Borsaları, “Borsaya dâhil maddelerin alım satımı ve borsada oluşan fiyatlarının tespit, tescil ve ilânı işleriyle meşgul olmak üzere kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip özerk kurumlardır”. Daha kapsamlı bir başka tanıma göre, Ticaret Borsaları; “Standardize edilmiş veya tiplere ayrılmış ya da numune ile malın tümünün temsil edildiği, üretimi, tüketimi veya ithal, ihraç ve dağıtımı büyük miktarlarda yapılan, dayanıklı ve stoklamaya elverişli bulunan, alım ve satımı rekabet koşulları içinde ve önceden belirlenmiş asgari miktarlar üzerinden toptan yapıldığı, organize edilmiş tarımsal ürün piyasalarıdır”.
Borsalar, çatı kuruluşu olan TOBB`un olumlu görüşü alınarak Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek borsacılık şartlarını esas alan ortak kriterler doğrultusunda, yapılacak hizmete uygun ve yeterli örgütlenme, alt yapı, donanım ve gerekli personeli sağlamak zorundadır. Borsaların niteliklerine göre sınıflandırılması, TOBB`un olumlu görüşü alınarak Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenmektedir.
5174 sayılı kanunun 45.maddesine göre, “Ticaret Borsaları; standardize edilmiş veya tiplere ayrılmış ya da numuneyle malın tümünün temsil edildiği; üretimi, tüketimi veya ithal, ihraç ve dağıtımı büyük miktarlarda yapılan, dayanıklı ve stoklamaya elverişli bulunan, arz ve talebi değişken olan, alım-satımı serbest rekabet şartları içinde ve önceden belirlenmiş asgari miktarlar üzerinden toptan yapıldığı, organize edilmiş zirai ürünler piyasalarıdır’’. Bu tanımda, borsayı diğer pazarlardan ayıran bazı özellikler vardır:
- Malların ticari ürün borsasında alınıp satılabilmesi için, standartlaştırılmış, tipleştirilmiş olması,
- Yerel, üretimi çoğunluğu ilgilendiren, stok yapılması mümkün olabilecek kadar bol, kalite farkları çok değişmeyen ürünlerin alınıp satılabilmesi,
- Spot pazarlarda satışa hazır malların ticareti yapılırken ticari ürün borsalarında alım satımı yapılan ürün miktarının hazır bulunmasına, hatta bazen borsa dışında bile mevcut olmasına gerek olmaması (vadeli işlemlerin yapılabildiği borsalarda),
- Alım satıma konu malların asgari miktarlarının belirlenmiş olması,
- Ticari ürün borsalarının tezgâh üstü (OTC) piyasalara göre organize olması,
Ticaret Borsaları arz ve talebe göre fiyatların oluştuğu ve oluşan fiyatın tescil ve ilan edildiği organize kuruluşlardır. Bu nitelikleriyle Ticaret Borsaları, etkin işleyen bir piyasa mekanizmasının oluşumunda ürünlerin gerçek değerinin belirlenmesi, fiyat hareketlerinde istikrarın sağlanması, alışverişin güvenilir fiyatlar üzerinden yapılması, ulusal ve uluslararası piyasalar arasında dengenin kurulması gibi vazgeçilmez öneme sahip temel fonksiyonları yerine getirmeyi amaçlayan kuruluşlardır. Ticaret Borsaları, bu özellik ve fonksiyonları ile piyasa ekonomisinin vazgeçilmez temel taşlarıdır.
TİCARET BORSALARININ DÜNYADAKİ GELİŞİMİ
Dünya’nın bilinen ilk borsasının Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde faaliyet gösterdiği yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Günümüzden yaklaşık 1750 yıl önce inşa edilen Aizanoi Binasında hem borsa işlemleri yapılmış, hem Roma İmparatoru Dioeletianus’un enflasyonla mücadele amacıyla hazırladığı mal satış bedelleri taş bloklar üzerinde duyurulmuştur. Bugünün Ticaret Borsaları niteliğindeki ilk gıda pazarı yaklaşık1759 yıl önce M.S. 250 yıllarında kurulmuş ve M.S. 301 yılından itibaren ise hem borsa işlemleri yapılmaya başlanmış hem de enflasyonla mücadele amacıyla fiyat tespitleri ilan edilmiştir. O devirde işlem gören malların fiyatları sabitleştirilmiş, ülke genelinde enflasyona karşı tedbir alınmış ve üretilen mallar arasında çapraz fiyatlandırma yapılarak fahiş fiyattan mal alımı engellenmiştir.
Borsa sözcüğü rastlantı sonucu ortaya çıkmış bir sözcüktür ve kökü Yunanca deri anlamına gelmektedir. Borsa kelimesinin kökeninin o zamanki Hollanda`nın kıyı şehirlerinden olan Bruges`daki Van Der Bursa ismindeki bir tacirin isminden kaynaklandığı zannedilmektedir. O dönemde bir hanın önünde toplanan tüccarlar, gemiler limana gelmeden malları aralarında alıp satmayı, alım satımlarda bazı kurallar uygulamayı adet edinmişler ve daha sonra oluşan bu ve benzeri yerlere Van Der Bursa isimli kişinin isminden ilham alınarak borsa ismine benzer isimler verilmiştir.
Dünya’da Ticaret ve Sanayi Odalarının ortaya çıkışı XVI. yüzyılın sonlarını bulur. İlk Ticaret Odası örnekleri özellikle dış ticaretin yoğun olduğu kıyı şehirlerinde kurulmuştur. Ticaret Odası adını alan ilk kuruluş Marsilya Ticaret Odası olup, kuruluşu 1600 yılıdır. Borsa adı ile anılan ilk örgütler eşya ve tahvilat borsaları olup bunlardan ilki 1487 yılında Belçika’nın Anvers şehrinde kurulmuş, bunu 1549’da Fransa’daki Toulouse Borsası izlemiştir. İngiltere’de ilk Ticaret Odası 1768 tarihinde Jersey’de kurulmuş olup bunu 1783–1881 yılları arasında açılan Glasgow, Dublin, Birmingham ve Liverpool Ticaret Odaları izlemiştir. Kuzey Amerika’da ilk Ticaret Odası, 1768 yılında New York’ta, Kanada’da ilk Ticaret Odası 1804 yılında Halifax’da açılmıştır. Bu borsalar önceleri tarım ve sanayi ürünlerinin, değerli madenlerin ve menkul değerlerin alınıp satıldığı genel borsalar olarak kurulmuş olsa da zaman içinde tek ürünü konu alan uzmanlaşmış ihtisas borsalarına dönüşmüştür. Vadeli işlem sözleşmelerine benzer sözleşmelerin alım satımı ise ilk olarak 18. Yüzyıl’ın ilk yarısında Japonya ve Hollanda’da başlamıştır. 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısında ABD’nin Chicago şehrinde, günümüzde dünyanın en gelişmiş borsalarından biri olan Chicago Ticaret Kurulu’nun (Chicago Board of Trade/CBOT) vadeli işlemlere başlaması ile vadeli işlem piyasaları gelişim sürecine girmiş, teknolojinin sağladığı olanaklar ve yeni ürünlerin geliştirilmesi ile dünya çapında hızla yayılmaya başlamıştır. Özellikle 1970 sonrası Bretton Woods sisteminin terk edilmeye başlaması ile döviz ve faiz oranlarında meydana gelen dalgalanmalardan korunma amacıyla, finansal ürünler üzerine vadeli işlem sözleşmelerinin geliştirilmesi, bu piyasalarda yeni bir dönem başlatmıştır. Vadeli işlem piyasaları, sağladığı ekonomik yararlar ve işlem kolaylığı nedeniyle günümüzde gelişmiş liberal ekonomilerin vazgeçilmez kurumlarından biri haline gelmiştir. 2015 yılı itibari ile dünya genelinde faaliyette olan en önemli Ticaret Borsaları tabloda listelenmiştir.
- BORSA
- KODU
- ÜRÜN
- Africa Mercantile Exchange
- AFMX
- Tarım ve Enerji
- Nairobi Coffee Exchange
- NCE
- Kahve
- Ethiopia Commodity Exchange
- ECX
- Tarım
- Brazilian Mercantile and Futures Exchange
- BMF
- Tarım, Metal ve Biyoyakıt
- Chicago Board of Trade (CME Group)
- CBOT
- Tahıl, Metal ve Tahvil
- Chicago Mercantile Exchange (CME Group)
- CME
- Et, Döviz ve Hisse Senedi
- Kansas City Board of Trade
- KCBT
- Tarım
- Memphis Cotton Exchange
- -
- Tarım
- Mercado a Termino de Buenos Aires
- MATBA
- Tarım
- Mercado a Termino de Rosario
- ROFEX
- Tarım
- Minneapolis Grain Exchange
- MGEX
- Tarım
- Nadex Exchange
- -
- Enerji ve Metal
- New York Mercantile Exchange (CME Group)
- NYMEX
- Enerji ve Metal
- U.S. Futures Exchange
- USFE
- Enerji ve Metal
- International Commodity Exchange Kazakhstan
- -
- Mineral, Petrol ve Tarım
- Agricultural Futures Exchange of Thailand
- AFET
- Tarım
- Bursa Malaysia
- MDEX
- Biyoyakıt
- Cambodian Mercantile Exchange
- CMEX
- Enerji ve Metal
- Central Japan Commodity Exchange
- -
- Enerji ve Tarım
- Chittagong Tea Auction
- -
- Çay
- Dalian Commodity Exchange
- DCE
- Tarım, Plastik ve Enerji
- Jakarta Futures Exchange
- JFX
- Kakao, Kahve, Metal ve Çay
- Kansai Commodities Exchange
- KANEX
- Tarım
- Commodities & Metal Exchange Nepal Ltd.
- COMEN
- Altın ve Gümüş
- Nepal Derivative Exchange Limited
- NDEX
- Tarım, Metal ve Biyoyakıt
- Shanghai Futures Exchange
- -
- Metal, Altın ve Petrokimya
- Shanghai Gold Exchange
- -
- Metal
- Singapore Commodity Exchange
- SICOM
- Tarım Ve Plastik
- Singapore Mercantile Exchange
- SMX
- Tarım Enerji
- Uzbek Commodity Exchange
- UZEX
- Metal Kimyasal Petrol
- Tokyo Commodity Exchange
- TOCOM
- Tarım Enerji Metal
- Tokyo Grain Exchange
- TGE
- Tarım
- Zhengzhou Commodity Exchange
- CZCE
- Tarım
- Vietnam Commodity Exchange
- VNX
- Kahve Çelik
- Buon Ma Thuot Coffee Exchange Center
- BCEC
- Kahve
- Mongolian Agricultural Commodity Exchange
- MCE
- Tarım
- Australian Securities Exchange
- ASX
- Tarım ve Enerji
- ABX Global
- ABX
- Metal
TİCARET BORSALARININ TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİMİ
Osmanlı ekonomisinin 19. yüzyılda girdiği gelişme sürecinin aşamalarından biri de Ticaret Odalarıdır. İç ve dış ticaretin gelişmesi yolunda hizmet veren Ticaret Odalarının kurulma girişimi ilk olarak Abdülaziz döneminde (1861–1876) gündeme gelmiş ancak ilk Ticaret Odası, 1870 yılında kendi ülkesine ihracat yapan bir Fransız firması tarafından özel gereksinimine yanıt vermek üzere İnebolu’da kurulmuştur. Ekonomik ve yasal dayanaktan yoksun olan bu kuruluş bir süre sonra dağılmış, aynı yıl Avusturyalı ve Macar tacirler tarafından kendi çıkarlarını gözetmek üzere İstanbul’da Avusturya Macaristan Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştur. Osmanlı Devleti Ticaret alanındaki bazı boşlukları doldurmak amacıyla 1876 yılında Ticaret ve Ziraat Bakanlığı’nı kurmuş ve bu Bakanlığa bağlı Ticaret ve Ziraat Meclisinin desteği ile Ziraat ve Ticaret Derneği açılmıştır.
1800’lerde Çukurova’dan dışarıya gönderilen pamuğun ihraç işlemlerini yapacak ve Avrupa’daki benzerlerinin işlevlerini görebilecek bir örgüte duyulan ihtiyaç gereği 1879 yılında Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuştur. Ülkemizde resmen örgütlenen ilk oda ise Ticaret ve Ziraat Bakanlığı’nın girişimiyle 1882 yılında açılan İstanbul Ticaret Odası’dır. İstanbul Ticaret Odası, Ticaret ve sanayi odalarına ilişkin, ilk yasal düzenlemenin yapıldığı 1910 yılına dek, odalar Ticaret ve Ziraat Bakanlığı’nın emri ile “Ticaret, Ziraat ve Sanayi Odaları’’ adı altında örgütlenmiştir. Bu dönemde sırasıyla Trabzon (1884), Muğla (1885), İzmir, Antalya ve Mersin (1886), Balıkesir, Bursa (1889), Adana (1884), Şanlıurfa (1894), Eskişehir (1895), Kayseri, Siverek (1896), Giresun, Antep (1898), Fethiye (1901), Bafra(1903), Isparta (1905), Bartın (1906), Samsun (1907), Manisa, Silifke ve Sivas (1908) Odaları kurulmuştur.
31 Mayıs 1910 tarihinde yayınlanan “Ticaret ve Sanayi Odaları Nizamnamesi” ile yöneticilerin odaya üye tüccar ve sanayiciler tarafından seçimle işbaşına getirilmesi zorunlu hale getirilmiş ve ziraat odaları bünye dışı bırakılmış, ticaret ve sanayi odaları sadece ticaret ve sanayi mensuplarının örgütü durumuna getirilmiştir. Tüzüğün yürürlük süresi içinde sırasıyla Afyon (1910), Çorum (1911), İzmit (1913), Kırşehir, Ödemiş (1914), Bayburt (1915), Zonguldak (1919), Edirne, Elazığ (1920), Milas (1912), Ceyhan, Erzurum, Kilis (1922), Aksaray, Niğde, Burhaniye, Çankırı, Artvin, Çanakkale, Fatsa ve İnegöl Ticaret ve Sanayi Odaları (1923) kurulmuştur.
Örgütsel açıdan en önemli gelişme 22 Nisan 1925 tarih ve 655 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Yasası ile sağlanmış ve bu yasaya istinaden yürürlüğe konulan tüzük, odaların kuruluş ve işleyişlerini belirli ilkelere bağlamıştır. Yasanın getirdiği diğer önemli yenilik, odaların tüzel kişiliğe sahip mesleki kuruluşlar olduğunun kabul edilmesidir. Yasa, ticaret ve sanayi ile uğraşanların odalara kaydolmasını zorunlu tutmuş ve odaların çalışma alanlarını yerel olmaktan çıkartıp yöresel duruma getirmiştir.
18.11.1943 tarihinde çıkartılan 4355 Sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Yasası, 655 sayılı yasayı yürürlükten kaldırmış ve odalardaki organ sayısını üçe çıkartmıştır. 1943 tarih ve 4355 sayılı yasa yürürlüğe girinceye dek ticaret ve sanayi odalarının bir şubesi olarak kurulan ve çalışan Ticaret Borsaları, bu yasayla birlikte ayrı birer tüzel kişilik şeklinde örgütlenme imkânı bulmuş ve 08.03.1950 tarih ve 5590 sayılı yasa ile odalar, borsalar ve birlik bugünkü statülerini kazanmıştır.
Dünya’da tarım borsacılığı; birçok ürünün işlem gördüğü borsa tipinden bir ürün veya ürün gurubunda uzmanlaşmış ihtisas borsacılığı şekline dönüşmüştür. İhtisas borsacılığına geçişle ürünün pazarlama kanallarında oluşan farklı uygulamalar ortadan kaldırmış ve daha çok tüketiciye ulaşım sağlanmıştır. Türkiye’de ilk ürün ihtisas borsaları projesi, 1994 yılında, tarım sektöründe devlet müdahalesinin azaltılarak, ürün borsalarındaki alım satımları canlandırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) işbirliği ile ortaya çıkmış, 1996 yılında Birleşmiş Milletler Ticareti Geliştirme Örgütü ve Dünya Bankası desteği ile “Tarımsal Ürün Piyasalarının Geliştirme Projesi” hazırlanarak pilot bölge uygulamaları başlatılmıştır. Bu doğrultuda pamuk ve buğday pilot ürün olarak belirlenmiş ve pamukta; İzmir, Adana, Şanlıurfa buğdayda ise; Konya, Eskişehir, Polatlı ve Edirne Ticaret Borsaları seçilerek uygulama başlatılmıştır.
TİCARET BORSALARININ GÖREVLERİ
5174 sayılı kanunda tanımlanan Ticaret Borsalarının görev ve yetkileri;
- Borsa faaliyetlerine ait konularda ilgili resmi makamlara teklif, dilek ve başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamı veya bir kesiminin menfaati olduğu takdirde bu üyelerin adına veya kendi adına dava açmak,
- Rekabeti bozucu etkileri olabilecek anlaşma, karar ve uyumlu eylem niteliğindeki uygulamaları izlemek ve tespiti halinde ilgili makamlara bildirmek,
- Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verilen işlerin, bu kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı çerçevesinde borsalara tevdii halinde bu işleri yürütmek,
- Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin gerekli hizmetleri yapmak,
- Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip Birliğe teklifte bulunmak,
- Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde Birlik ve Bakanlıkça verilecek görevleri yapmak,
- Borsaya dâhil maddelerin, borsada alım satımını tanzim ve tescil etmek,
- Borsaya dâhil maddelerin günlük fiyatlarını usulüne uygun bir şekilde belirlemek ve ilan etmek,
- Alıcı ve satıcının malı teslim etme, alım ve ödeme bakımından görevlerini, her tip ürünün niteliklerini ve işlemlerin tasfiye şartı ile fiyatlar üzerine etken şartları, anlaşmazlıkların çözümünde ihtiyari tahkim (arbitrasyon-uyuşmazlıkların giderilmesi) usullerini gösteren TOBB kanunu ile uyumlu kural ve hükümler koymak,
- Yurt içi ve dışı borsaları izleyerek fiyat haberleşmesi yapmak,
- Borsaya dâhil maddelerin tiplerini ve niteliklerini belirlemek üzere laboratuvar ve teknik bürolar kurmak ve kurulmuş olanlara katılmak,
- Ticaret Bakanlığı tarafından verilen görevleri yapmak.
TİCARET BORSALARINA TABİ ÜRÜNLER
5174 Sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Ticaret Borsalarına Tabi Maddeler ve Bu Maddelerin Alım veya Satımlarının Tescili Hakkında Yönetmelik’e göre; aşağıda özellikleri verilen mallar borsaya tabi maddeler arasına alınabilir. Döviz ve kıymetli madenler bu yönetmeliğin kapsamı dışındadır.
- Numune veya tipler üzerinden toptan alınıp satılmak kaydıyla, Ticaret Borsalarında yeterli arz ve talebi bulunan, dayanıklı ve stoklanabilir nitelikteki misli mallar,
- Tipi tespit edilmemiş olan mallar,
- Misliyattan olup yerel ihtiyaçları karşılayan maddeler,
- Canlı veya kesilmiş hayvanlar.
Herhangi bir maddenin borsaya tabi olabilmesi için;
- Standardizasyonunun yapılmış bulunması, standardizasyonu yapılmamış ise, tiplere ayrılması, numuneyle temsili mümkün misli mallardan olması,
- Ülke veya borsanın çalışma alanı dâhilinde ticaretinin önemli miktarlarda yapılması, ayrıca borsanın bulunduğu yerde fazla miktarda üretilmesi veya tüketilmesi yahut da ihraç, ithal veya tevzi edilmesi,
- Genellikle stoklamaya elverişli olup, çabuk bozulan mallardan olmaması,
- Teamül gereği toptancı hal ve mevzuuna giren yaş meyve ve sebzelerden olmaması,
- Arz ve talebinin değişken olması, rekabet konusu bulunması,
- Borsada alım ve satıma tabi maddelerde grup isimlerinin değil, mutlak olarak madde isimlerinin nazara alınması, aynı maddelerin aynı isimle belirtilmesi,
- Kabuklu, iç, tuzlu ve hava kurusu gibi çeşitli şekilde ticareti yapılan maddelerin tek madde olarak tespit edilmesi, ancak en az miktarının ayrı ayrı belirtilmesi gerekir.
TİCARET BORSALARININ FAYDALARI
Ticaret Borsalarının başta üreticiler, tüketiciler, tüccarlar, ihracatçılar ve sanayiciler gibi ekonomik birimler ile kamu sektörüne ve sosyal yaşantıya olan katkıları:
Tüketiciye Faydaları:
Ticaret Borsalarının temel işlevi; üretimi ve tüketimi son derece yaygın olan tarımsal mahsullerin fiyatlarında zaman ve mekân gibi faktörlere bağlı olarak oluşan dalgalanmaların normalleştirilmesi, karşılıklı pazarlık usulü ile belirlenen istikrarlı bir ürün fiyatının oluşturulması ve oluşan bu fiyatın tespit, tescil ve ilan edilmesidir. Borsaların söz konusu işlevi yerine getirmedeki başarı seviyesi arttıkça, ürünler tüketiciye reel değeri ile yansıyacak ve tüketiciler fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalmayacaktır.
Ticaret Borsaları ayrıca; bazı ürünlerle ilgili asgari kalite standartlarının belirlenmesine yönelik yaptıkları çalışmalarla tüketicilerin minimum ölçülerde dahi olsa satın aldıkları ürünlerin belirli bir standardın altına düşmemesi ve buna paralel olarak da yapılan ödemenin karşılığının alınması güvenli alışveriş yapılmasının teminat altına alınması bağlamında tüketicilere oldukça önemli faydalar sağlamaktadır.
Üreticiye Faydaları:
Ticaret Borsalarında işlem gören tarımsal ürünleri piyasaya arz eden üreticiler borsaların sunduğu imkân ve hizmetlerden faydalanan kesimlerin başında gelmektedir. Toplumun temel üretici kesimlerinden biri olan çiftçiler Ticaret Borsalarında ürünlerini birçok alıcı karşısında satışa sunabilmekte ve bu sayede gündelik şartlar çerçevesinde ürünlerini güvenli bir şekilde ve mümkün mertebe gerçek değerine yakın fiyatlar üzerinden pazarlayabilmektedir. Ayrıca borsalarda üreticilere, mahsullerin kantarlarda tartılması ile laboratuvarlarda fiziksel–kimyasal analizlere tabi tutulması suretiyle kalite özelliklerinin tespit ve tescil edilmesi başta olmak üzere bir takım hizmetlerin kurumsal teminat altında alınması olanağı da sunulmaktadır.
Tüccara Faydaları:
Üretici ve tüketiciler için geçerli olan yararların birçoğunun tüccar kesim için de geçerli olduğu söylenebilir. Bu çerçevede Ticaret Borsalarının tüccarlara sağladığı en önemli fayda; ihtiyaç duyduğu malı serbest piyasa ekonomisi ilişkileri ve kuralları çerçevesinde, karşılıklı pazarlık usulü ile belirlenen geçerli, reel–istikrarlı fiyatlar üzerinden ve risk üstlenmeden satın alabilme imkân ve kabiliyeti getirmesidir.
Borsa dışında alım satım yapılması halinde işlemi gerçekleştiren tacir veya sanayici maliyeye % 4 oranında zirai stopaj ödemek durumundadır ancak tacirin üreticiden aldığı malı borsaya tescil ettirmesi durumunda ise bu stopaj % 2’ye düşmektedir.
Ticaret Borsalarının tüccara sağladığı bir başka fayda ise; malın teslim edilmemesi, istenilen kaliteye/standarda sahip olmaması veya taahhüt edilen zamanda temin edilememesi gibi risklerden dolayı herhangi bir ihtilafın vuku bulması halinde, hakem heyeti vasıtasıyla anlaşmazlığın çözüme kavuşturulması imkânı olup, tüccar bu yöntem sayesinde konuyu adli mercilere taşımasından kaynaklanan zaman ve para kayıplarına uğramadan, daha hızlı bir şekilde sonuç elde etme fırsatına erişmektedir.
İhracatçıya Faydaları:
Ticaret Borsalarının ihracatçılara sağladığı en önemli fayda ise talep edilen hammaddenin, öngörülen kalite ve standartlarda, en hızlı/risksiz, düzenli–kesintisiz bir şekilde, reel fiyatlar üzerinden ve risk üstlenmeden tedarik edebilme olanağı yaratmasıdır. Ayrıca ticaretten doğması muhtemel ihtilafların Ticaret Borsalarının hakem heyetleri tarafından kısa bir sürede çözülmesi imkânı ile zaman faktörünün en verimli şekilde kullanılmasının da önünün açılmasıdır.
Ayrıca, buğday, pamuk, tekstil gibi sanayi dallarında faaliyet gösteren ihracatçılar da vadeli işlem yapılabilen Ticaret Borsaları sayesinde, vadeli alım sözleşmeleri yapmak suretiyle ihracat taahhütlerini zamanında, istenilen kalite ve fiyatlar üzerinden yerine getirebilmektedir.
Diğer Faydaları:
Ticaret Borsalarının yukarıda bahsedilen yararlarının yanı sıra; iktisadî ve sosyal hayatının bütünü üzerinde de kayda değer faydaları bulunmaktadır:
- İştigal konusuna giren ürünlerle ilgili sağlıklı ve bilimsel istatistikî verilerin toplanması,
- Sosyal içerikli veya hayır amaçlı projeler ile bilimsel çalışmalara destek sağlanması,
- Başta çiftçiler olmak üzere, temas halinde olunan kesimler ve konuşlu bulunulan şehir ve bölge ile sektör adına lobi çalışmalarında bulunulması,
- Çiftçilerin elde ettikleri gelirlerin güvenceye ve istikrara kavuşturulması ve bu sayede ortaya çıkması mümkün sosyal sorunların asgariye indirgenmesi,
- Çiftçiler tarafından üretilen tarım ürünlerin piyasanın mevcut şartları dâhilinde reel değerleri üzerinden işlem görmesi ile çiftçilerin gelirlerinin iyileşmesine paralel olarak, devletin tarım sektörüne yönelik uyguladığı destekleme politikalarından kaynaklanan mali yükümlülüklerinin azaltılması,
- Tarımsal mahsullerin borsaya tescil oranının arttırılması ölçüsünde kayıt dışılığın ortadan kaldırılması ve vergi–stopaj kayıp ve kaçaklarının önlenmesi,
- Üyeler arasındaki ihtilafların borsa hakem heyeti vasıtasıyla çözülmesine ağırlık verilmesi oranında vakitten tasarruf edilmesi ve adalet kurumlarının iş yükünün hafifletilmesi,
- Tarımsal ürünlerin fiyat dalgalanmalarının önlenmesinde sağlanan başarı nispetinde, gelir seviyeleri düşük halk kitlelerinin harcamalarının ağırlıklı bölümünü oluşturan gıda harcamalarında görece istikrar sağlanması,
- Sigortacılığın yanı sıra; lisanslı depo, satış salonu vb. uygulama, projeler ile bölge, ülke ve küresel bazda pazarlama enformasyon ağları kurulmasına yönelik çalışmalar sayesinde bilişim teknolojileri, inşaat, ulaşım gibi birtakım tali sektörlerin iş hacimlerine pozitif etki yapması, şeklinde özetlenebilir.